Author: | Esma Koç | ISBN: | 1230003194553 |
Publisher: | Kobo Writing Life | Publication: | April 26, 2019 |
Imprint: | Language: | Turkish |
Author: | Esma Koç |
ISBN: | 1230003194553 |
Publisher: | Kobo Writing Life |
Publication: | April 26, 2019 |
Imprint: | |
Language: | Turkish |
Lara yeni taşındığı şehirde iş yerini ararken bir binanın içine girer ve orada bir delikanlıyı bir yığın kişinin dövmeye çalıştığını görür. Onu kurtarmaya gider. Fakat bir tiyatro çalışmasını böldüğünü için kurtardığı kişi ona kızar. Lara bu oyuncularla bir daha karşılaşmayacağını düşünerek işine gider fakat öyle olmayacaktır.
“Ekrem telefonu tutan ellere bakmayı bırakıp kişinin yüzüne baktı.
—SEN! dedi şaşkınlıkla. Lara onun yüzüne baktı.
—SEN! Burada ne arıyorsun? dedi şaşkınlıkla.
—Bana burada oturduğunu söyleme sakın! dedi Ekrem kork-muş bir şekilde.
—Evet, burada oturuyorum.
—Harika! dedi Ekrem hoşnut olmamış bir şekilde.
—Sen de burada oturuyorsun sanırım. Ben-
—Neyse, telefonu aldığına göre… Ben gidiyorum. Mümkünse hayatıma girme, dedi Ekrem ve arkasını döndü.
—Baksana, dedi Lara. Ekrem ona ifadesizce baktı.
—Bugün biraz kabaydım. Özür dilerim. Amacım sadece sana yardım etmekti. Ama aslında oyununuzu bozarak sizi zor bir duruma düşürmüştüm. Özür dilemem gerekirken sana “öyle olmasan yardıma gelir miydim?” dedim. Bilmiyorum neden öyle dedim ama özür dilerim, dedi Lara içtenlikle. Ekrem ona şöyle bir baktı.
—Aslında seni nefret ettiğim birine benzetmiş olmalıyım, dedi Lara. Ekrem kaşlarını çattı.
—Ama bu senden nefret ettiğim anlamına gelmez ki seni tanımıyorum bile… Üzgünüm, dedi Lara. Ekrem ona bir müddet baktı.
—Saçmalık, dedi.
—Ne?
—Saçmalık. Söylediğin tüm bunlar… saçma. Hayatta birilerine içtenliğinle yaklaştığında zarar görüp kalbinin kırılacağını hâlâ öğrenemedin mi? dedi Ekrem umursamazca bakıp.”
Lara yeni taşındığı şehirde iş yerini ararken bir binanın içine girer ve orada bir delikanlıyı bir yığın kişinin dövmeye çalıştığını görür. Onu kurtarmaya gider. Fakat bir tiyatro çalışmasını böldüğünü için kurtardığı kişi ona kızar. Lara bu oyuncularla bir daha karşılaşmayacağını düşünerek işine gider fakat öyle olmayacaktır.
“Ekrem telefonu tutan ellere bakmayı bırakıp kişinin yüzüne baktı.
—SEN! dedi şaşkınlıkla. Lara onun yüzüne baktı.
—SEN! Burada ne arıyorsun? dedi şaşkınlıkla.
—Bana burada oturduğunu söyleme sakın! dedi Ekrem kork-muş bir şekilde.
—Evet, burada oturuyorum.
—Harika! dedi Ekrem hoşnut olmamış bir şekilde.
—Sen de burada oturuyorsun sanırım. Ben-
—Neyse, telefonu aldığına göre… Ben gidiyorum. Mümkünse hayatıma girme, dedi Ekrem ve arkasını döndü.
—Baksana, dedi Lara. Ekrem ona ifadesizce baktı.
—Bugün biraz kabaydım. Özür dilerim. Amacım sadece sana yardım etmekti. Ama aslında oyununuzu bozarak sizi zor bir duruma düşürmüştüm. Özür dilemem gerekirken sana “öyle olmasan yardıma gelir miydim?” dedim. Bilmiyorum neden öyle dedim ama özür dilerim, dedi Lara içtenlikle. Ekrem ona şöyle bir baktı.
—Aslında seni nefret ettiğim birine benzetmiş olmalıyım, dedi Lara. Ekrem kaşlarını çattı.
—Ama bu senden nefret ettiğim anlamına gelmez ki seni tanımıyorum bile… Üzgünüm, dedi Lara. Ekrem ona bir müddet baktı.
—Saçmalık, dedi.
—Ne?
—Saçmalık. Söylediğin tüm bunlar… saçma. Hayatta birilerine içtenliğinle yaklaştığında zarar görüp kalbinin kırılacağını hâlâ öğrenemedin mi? dedi Ekrem umursamazca bakıp.”