Author: | Osman Nuri Topbaş | ISBN: | 9786053020141 |
Publisher: | Erkam Yayınları | Publication: | January 1, 2001 |
Imprint: | Language: | Turkish |
Author: | Osman Nuri Topbaş |
ISBN: | 9786053020141 |
Publisher: | Erkam Yayınları |
Publication: | January 1, 2001 |
Imprint: | |
Language: | Turkish |
Hakk’a sevginin yegâne miyârı; Allâh Rasûlü’ne tâbî olmaktır, O’na bağlılıktır, O’nun etrafında pervâne kesilmektir. Aksi hâlde îman, îman sayılmaz. Bu îtibarla hiçbir kul, kendisini, Allâh’a başka türlü aslâ sevdiremez. Kendisini Allâh’a sevdiremeyen kulun da, bütün yaptıkları boşunadır. O hâlde hayatımızın ve gönlümüzün merkezinde her zaman Hazret-i Peygamber -sallâllâhu aleyhi ve sellem- bulunmalıdır. O’nun emsâlsiz örnek şahsiyeti, karakterimizin yegâne mîmârı olmalıdır. Bunun için de elbette ki en büyük ihtiyacımız, O’nu daha yakından tanıyabilmek… Çok yakından idrak edebilmek… O’nun aldığı nefesleri alana kadar… Nabzımız, O’nun kalbiyle bütünleşene kadar… Ashâb-ı kiram misâli… Bağrı yanık peygamber âşıkları gibi.. Böyle bir kıvam O’na lâyık seviyede biz âcizler için mümkün değilse de hiç olmazsa o yolda olmak bile büyük bahtiyarlıktır. Zîrâ O’nun emsalsiz şahsiyetinden bir nebze olsun hisse alabilmek, ebedî vuslat kapısıdır. Bu îtibarla O’nun yüce şahsiyetini daha yakından tanıyabilmek maksadıyla elinizdeki nâçizâne bu eseri, noksanlık ve acziyet mürekkebiyle de olsa kaleme almaya çalıştık. Daha önceki eserlerimizde Efendimiz -sallâllâhu aleyhi ve sellem-’in yüce şahsiyeti ile alâkalı olarak yer alan mâlumatlardan bir hulâsa hazırladık. Belki sözlerimiz O’na lâyık değil, lâkin hepimiz, hem anlatıp hem de yaşamak sûretiyle o en büyük ilâhî armağana teşekkür zarûreti içindeyiz. O’nun bütün âlemlere şâmil sonsuz rahmet ve huzûrunu, gücümüz nisbetinde yeni buhranlarla boğulan âhirzamana da taşıyacak birer köprü olabilmek, en büyük vazîfemiz. O en zirve sanat hârikasını bütün insanlığa dilimiz döndüğünce en güzel şekilde tanıtmak, vefâ borcumuz. Özellikle de hâlimizle O’nu en güzel şekilde temsîl edebilmek, bizim için en büyük şeref… Şâir bu şeref temennîsi ile ne güzel söyler: Varlığın gün gibi en berrağı, en doğrusudur, Bu sebepten elinin ırmağı, en tatlı sudur!… En mutahhar, O ne hâlis.. beşerin en temizi, O’na yâ Rab, lekesiz eyle bizim cümlemizi!… [Seyrî] Cenâb-ı Hak, cümlemizi O’nun emsâlsiz örnek şahsiyetiyle inşa eylesin! Gönüllerimizi, O’na aşk sarayı hâline getirsin! O’na bağlılık ve teslimiyete dair takvâ imtihanımızda bizleri muvaffak kılsın ve böylece ilâhî muhabbet ve rızâya mazhar eylesin! Âmîn…
(Tanıtım Bülteninden)
Hakk’a sevginin yegâne miyârı; Allâh Rasûlü’ne tâbî olmaktır, O’na bağlılıktır, O’nun etrafında pervâne kesilmektir. Aksi hâlde îman, îman sayılmaz. Bu îtibarla hiçbir kul, kendisini, Allâh’a başka türlü aslâ sevdiremez. Kendisini Allâh’a sevdiremeyen kulun da, bütün yaptıkları boşunadır. O hâlde hayatımızın ve gönlümüzün merkezinde her zaman Hazret-i Peygamber -sallâllâhu aleyhi ve sellem- bulunmalıdır. O’nun emsâlsiz örnek şahsiyeti, karakterimizin yegâne mîmârı olmalıdır. Bunun için de elbette ki en büyük ihtiyacımız, O’nu daha yakından tanıyabilmek… Çok yakından idrak edebilmek… O’nun aldığı nefesleri alana kadar… Nabzımız, O’nun kalbiyle bütünleşene kadar… Ashâb-ı kiram misâli… Bağrı yanık peygamber âşıkları gibi.. Böyle bir kıvam O’na lâyık seviyede biz âcizler için mümkün değilse de hiç olmazsa o yolda olmak bile büyük bahtiyarlıktır. Zîrâ O’nun emsalsiz şahsiyetinden bir nebze olsun hisse alabilmek, ebedî vuslat kapısıdır. Bu îtibarla O’nun yüce şahsiyetini daha yakından tanıyabilmek maksadıyla elinizdeki nâçizâne bu eseri, noksanlık ve acziyet mürekkebiyle de olsa kaleme almaya çalıştık. Daha önceki eserlerimizde Efendimiz -sallâllâhu aleyhi ve sellem-’in yüce şahsiyeti ile alâkalı olarak yer alan mâlumatlardan bir hulâsa hazırladık. Belki sözlerimiz O’na lâyık değil, lâkin hepimiz, hem anlatıp hem de yaşamak sûretiyle o en büyük ilâhî armağana teşekkür zarûreti içindeyiz. O’nun bütün âlemlere şâmil sonsuz rahmet ve huzûrunu, gücümüz nisbetinde yeni buhranlarla boğulan âhirzamana da taşıyacak birer köprü olabilmek, en büyük vazîfemiz. O en zirve sanat hârikasını bütün insanlığa dilimiz döndüğünce en güzel şekilde tanıtmak, vefâ borcumuz. Özellikle de hâlimizle O’nu en güzel şekilde temsîl edebilmek, bizim için en büyük şeref… Şâir bu şeref temennîsi ile ne güzel söyler: Varlığın gün gibi en berrağı, en doğrusudur, Bu sebepten elinin ırmağı, en tatlı sudur!… En mutahhar, O ne hâlis.. beşerin en temizi, O’na yâ Rab, lekesiz eyle bizim cümlemizi!… [Seyrî] Cenâb-ı Hak, cümlemizi O’nun emsâlsiz örnek şahsiyetiyle inşa eylesin! Gönüllerimizi, O’na aşk sarayı hâline getirsin! O’na bağlılık ve teslimiyete dair takvâ imtihanımızda bizleri muvaffak kılsın ve böylece ilâhî muhabbet ve rızâya mazhar eylesin! Âmîn…
(Tanıtım Bülteninden)