Author: | Kolektif | ISBN: | 2789785894803 |
Publisher: | Heyamola Yayınları | Publication: | January 1, 2001 |
Imprint: | Language: | Turkish |
Author: | Kolektif |
ISBN: | 2789785894803 |
Publisher: | Heyamola Yayınları |
Publication: | January 1, 2001 |
Imprint: | |
Language: | Turkish |
Çizgi Kahramanlar Unutulur mu?
Roman Kahramanı denilince aklınıza çizgi kahramanlar da gelmez mi? Çizgiden yaratılmışlardır belki ama bu, onların da ruhu olmadığı anlamına gelmez. Öyle ya, bu sayımızda andığımız Abdülcanbaz, etiyle, kemiğiyle tam bir kahraman değilse nedir? Kâh çizeriyle yan yana, kâh tek başına bir kişilik olarak ülke tarihinin içinden geçip bugünlere kadar ulaşmış az sayıda kahramandan biridir o. Turhan Selçuk, tıpkı bir romancı gibi ince ince işleyerek var eder Abdülcanbaz'ı. Ama bir farkı vardır, yıllara yayılmış bir yaratımdır Abdülcanbaz. Her gününe tanıklık ederiz âdeta. Ülkede yaşanan ne varsa, o olayların içinde bir kişi olarak, bizimle yaşamıştır Abdülcanbaz. Tepkilerine, aldığı tutum ve tavırlara tanık oluruz. Zaman içinde, ailesiyle, eşiyle dostuyla kurduğu ilişkileri öğreniriz. Tıpkı bir dostumuzu tanır gibi, Abdülcanbaz'ı da tanırız, kişiliğine dair ipuçlarını zaman içinde ediniriz. Bu yönüyle belki de biraz farklıdır roman kahramanlarından bir çizgi kahraman. Bir romanda tanıdığımız kişiye dair bilgimiz, o romanın aktardıklarıyla sınırlıdır. Uzun soluklu bir öykünün içinde geçmez onunla yaşadığımız ilişki. Romanın olay örgüsü ve kurgusunun izin verdiği ölçüde tanırız kahramanımızı. Çizgi kahraman ise, hele bir derginin ya da gazetenin sayfalarından merhaba diyorsa bizlere, gün gün, hafta hafta daha da gelişen bir ilişki söz konusu olur. Kuşkusuz ikisi karşılaştırılamaz. Biri ötekinden üstün değildir. Çizgi kahramanın, roman kahramanının derinliğine ulaşamayacağı da söylenebilir.
Fakat, roman kahramanlarından söz açınca, akla çizgi roman kahramanlarının gelmesi de kaçınılmaz... Bu üçüncü sayımızın dosya konuları arasında karşınıza çıkacak olan Abdülcanbaz, işte böyle bir düşünme sürecin sonunda yer edindi orada. Nice roman kahramanı gibi hayatımızda, gönlümüzde yer etmiş bir kahraman değil midir o da? Bir kişiliği olmadığını kim iddia edebilir. Herhangi bir olay karşısında Abdülcanbaz olsa şöyle derdi, dediğimiz olmaz mı hiç? Konu Abdülcanbaz da değil, o ve onun gibi niceleri... Çizgi roman kahramanlarının, roman kahramanları gibi yeri var hayatımızda. O yüzden bundan böyle, dergimizin sayfalarından her sayı, bir çizgi kahraman göreceksiniz. Bu sayı Turhan Selçuk'un anısına Abdülcanbaz'ı konuk ettik, gelecek sayılar için önerilerinizi bekliyoruz. Eminiz ki, çizgi roman denilince dili çözülecek çok cevher var okurlarımız arasında, buradan onlara da çağrı yapıyoruz...
Böylece beş kahramanla devam ediyor yolculuğumuz üçüncü sayımızda. Handan, Cevdet Bey, Rakolnikov, Gavroche ve Abdülcanbaz...
Gelecek sayılarda yeni sürprizlerde buluşmak üzere...
-Editör Yazısı-
Format:
Sayfa Sayısı: 168
Dili: Türkçe
Yayınevi: Heyamola Yayınları
Çizgi Kahramanlar Unutulur mu?
Roman Kahramanı denilince aklınıza çizgi kahramanlar da gelmez mi? Çizgiden yaratılmışlardır belki ama bu, onların da ruhu olmadığı anlamına gelmez. Öyle ya, bu sayımızda andığımız Abdülcanbaz, etiyle, kemiğiyle tam bir kahraman değilse nedir? Kâh çizeriyle yan yana, kâh tek başına bir kişilik olarak ülke tarihinin içinden geçip bugünlere kadar ulaşmış az sayıda kahramandan biridir o. Turhan Selçuk, tıpkı bir romancı gibi ince ince işleyerek var eder Abdülcanbaz'ı. Ama bir farkı vardır, yıllara yayılmış bir yaratımdır Abdülcanbaz. Her gününe tanıklık ederiz âdeta. Ülkede yaşanan ne varsa, o olayların içinde bir kişi olarak, bizimle yaşamıştır Abdülcanbaz. Tepkilerine, aldığı tutum ve tavırlara tanık oluruz. Zaman içinde, ailesiyle, eşiyle dostuyla kurduğu ilişkileri öğreniriz. Tıpkı bir dostumuzu tanır gibi, Abdülcanbaz'ı da tanırız, kişiliğine dair ipuçlarını zaman içinde ediniriz. Bu yönüyle belki de biraz farklıdır roman kahramanlarından bir çizgi kahraman. Bir romanda tanıdığımız kişiye dair bilgimiz, o romanın aktardıklarıyla sınırlıdır. Uzun soluklu bir öykünün içinde geçmez onunla yaşadığımız ilişki. Romanın olay örgüsü ve kurgusunun izin verdiği ölçüde tanırız kahramanımızı. Çizgi kahraman ise, hele bir derginin ya da gazetenin sayfalarından merhaba diyorsa bizlere, gün gün, hafta hafta daha da gelişen bir ilişki söz konusu olur. Kuşkusuz ikisi karşılaştırılamaz. Biri ötekinden üstün değildir. Çizgi kahramanın, roman kahramanının derinliğine ulaşamayacağı da söylenebilir.
Fakat, roman kahramanlarından söz açınca, akla çizgi roman kahramanlarının gelmesi de kaçınılmaz... Bu üçüncü sayımızın dosya konuları arasında karşınıza çıkacak olan Abdülcanbaz, işte böyle bir düşünme sürecin sonunda yer edindi orada. Nice roman kahramanı gibi hayatımızda, gönlümüzde yer etmiş bir kahraman değil midir o da? Bir kişiliği olmadığını kim iddia edebilir. Herhangi bir olay karşısında Abdülcanbaz olsa şöyle derdi, dediğimiz olmaz mı hiç? Konu Abdülcanbaz da değil, o ve onun gibi niceleri... Çizgi roman kahramanlarının, roman kahramanları gibi yeri var hayatımızda. O yüzden bundan böyle, dergimizin sayfalarından her sayı, bir çizgi kahraman göreceksiniz. Bu sayı Turhan Selçuk'un anısına Abdülcanbaz'ı konuk ettik, gelecek sayılar için önerilerinizi bekliyoruz. Eminiz ki, çizgi roman denilince dili çözülecek çok cevher var okurlarımız arasında, buradan onlara da çağrı yapıyoruz...
Böylece beş kahramanla devam ediyor yolculuğumuz üçüncü sayımızda. Handan, Cevdet Bey, Rakolnikov, Gavroche ve Abdülcanbaz...
Gelecek sayılarda yeni sürprizlerde buluşmak üzere...
-Editör Yazısı-
Format:
Sayfa Sayısı: 168
Dili: Türkçe
Yayınevi: Heyamola Yayınları