Author: | Jules Lermina, Kemal Ergezen | ISBN: | 9786056634802 |
Publisher: | Kemal Ergezen | Publication: | March 26, 2016 |
Imprint: | Language: | Turkish |
Author: | Jules Lermina, Kemal Ergezen |
ISBN: | 9786056634802 |
Publisher: | Kemal Ergezen |
Publication: | March 26, 2016 |
Imprint: | |
Language: | Turkish |
Sakin Ev’den içeri girelim.
Saat akşamın beşi. Neredeyse akşam oldu. Ev dışarıdan tuhaf-sa içeriden çok daha tuhaf. Oda namına düzenli, tam anlamıyla düzgün tek yer yok. Yine de betimlemeye çalışalım.
Öncellikle, bodrumlar, zemin kat ve birinci kat birleştirilmiş. Sanki ikinci katın dibi düşmüş gibi. Zemin boyunca, temellerin hizasına dek uzanan tüm alan demir direklere sabitlenmiş maka-ralar aracılığıyla kaldırılıp indirilebilen zincir ve halatlardan sar-kan farklı büyüklerde kasalarla dolu.
Bu kasalar büyük ebatlarda; normal bir insanın boyundan daha yüksekler ve düz birer küp şeklindeler. Her birine birer kapı açılmış. Demir direklerin kendi etraflarında dönebilen hareketli kolları var, öyle ki kasalar evin tüm genişliğince pozis-yon değiştirebiliyor; bunlar, her tarafı çark ve dişlilerle dolu bir mekanizmayla hareket ettirilen zincir ve halatlar aracılığıyla istenilen yüksekliğe kaldırılıp indirilebiliyor. Tüm kasalar yukarı kaldırıldığında çöküklerle dolu koca bir çukurdan ibaret zemin bomboş kalıyor:
Bu haliyle mekanın doğası hakkında bir fikre varmak çok daha kolay. İlk göze çarpanlar tuhaf biçimlerde ocaklar, her çeşit alet erdevat, karniler, imbikler, uzun boyunlu tüpler, bunlara ilaveten mekanik aletler ve camdan dizkinin çapı iki metreden fazla olan dev bir elektrikli makina.
En ufak bir şüpheye yer yok ki, orada olan her şey kimya ve fizik materyalleri.
Sakin Ev’den içeri girelim.
Saat akşamın beşi. Neredeyse akşam oldu. Ev dışarıdan tuhaf-sa içeriden çok daha tuhaf. Oda namına düzenli, tam anlamıyla düzgün tek yer yok. Yine de betimlemeye çalışalım.
Öncellikle, bodrumlar, zemin kat ve birinci kat birleştirilmiş. Sanki ikinci katın dibi düşmüş gibi. Zemin boyunca, temellerin hizasına dek uzanan tüm alan demir direklere sabitlenmiş maka-ralar aracılığıyla kaldırılıp indirilebilen zincir ve halatlardan sar-kan farklı büyüklerde kasalarla dolu.
Bu kasalar büyük ebatlarda; normal bir insanın boyundan daha yüksekler ve düz birer küp şeklindeler. Her birine birer kapı açılmış. Demir direklerin kendi etraflarında dönebilen hareketli kolları var, öyle ki kasalar evin tüm genişliğince pozis-yon değiştirebiliyor; bunlar, her tarafı çark ve dişlilerle dolu bir mekanizmayla hareket ettirilen zincir ve halatlar aracılığıyla istenilen yüksekliğe kaldırılıp indirilebiliyor. Tüm kasalar yukarı kaldırıldığında çöküklerle dolu koca bir çukurdan ibaret zemin bomboş kalıyor:
Bu haliyle mekanın doğası hakkında bir fikre varmak çok daha kolay. İlk göze çarpanlar tuhaf biçimlerde ocaklar, her çeşit alet erdevat, karniler, imbikler, uzun boyunlu tüpler, bunlara ilaveten mekanik aletler ve camdan dizkinin çapı iki metreden fazla olan dev bir elektrikli makina.
En ufak bir şüpheye yer yok ki, orada olan her şey kimya ve fizik materyalleri.